Kaynaklar:
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c001/tbmm01001002.pdf
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c001/ehttbmm01001002.pdf
Lugatim.com
BİTTABİ
(ﺑﺎﻟﻄّﺒﻊ) zf. (Ar. harf-i cer bi- ve ṭab‘ “tabiat, huy”un harf-i tarif almış şekli et-ṭab‘ dan bi’t-ṭab‘) Tabiatiyle, tabiî olarak, elbette:KEMÂKÂN
(ﻛﻤﺎ ﻛﺎﻥ) zf. (Ar. kemā “gibi” kāne > kān “oldu” ile kemā-kān) Eskisi gibi, eskiden olduğu gibi, evvelki gibiHATVE
(ﺧﻄﻮﻩ) i. (Ar. ḫaṭve)1. Adım:
İNDİRAS
(ﺍﻧﺪﺭﺍﺱ) i. (Ar. ders “izini mahvetmek, silmek”ten indirās) Adı sanı silinme, eseri kalmayacak şekilde yok olma:MÜCÂSERET
(ﻣﺠﺎﺳﺮﺕ) i. (Ar. cesāret “atılgan olmak”tan mucāseret) Cesâret etme.DERPİŞ
(ﺩﺭﭘﻴﺶ) i. (Fars. der- eki ve pіş “ön” ile der-pіş) Göz önünde bulundurma, göz önüne alma:İCTİSAR
(ﺍﺟﺘﺴﺎﺭ) i. (Ar. cesāret “cesur olmak”tan ictisār) Cesâretlenme, korkmadan atılmaBEDÎHÎ
(ﺑﺪﻳﻬﻰ) sıf. (Ar. bedāhet “âşikâr olmak”tan bedіhі) İspat gerektirmeyecek kadar açık, belli, âşikâr: Bu hikmetler bedîhîdir senin indinde elbette (Mehmet Âkif).MÜMESSİL
(ﻣﻤﺜّﻞ) i. (Ar. temsіl “benzetmek, tasvir etmek; oynamak”tan mumeѕѕil)1. Bir kimse veya topluluk adına konuşma, karar verme yetkisine sâhip kimse, temsilci.
Yorumlar
Yorum Gönder